Marmaris’te Armutalan ve ’Beldibi’nde bulunan iki şubesiyle hizmet veren KEB Saydam Optik’in sahibi ve sorumlu optisyeni Gülnaz SAYDAN, göz sağlığını sadece bir “gözlük alışverişi”nden ibaret görmeyen isimlerden biri. Yıllardır eşinin sektörel birikimiyle aynı çatıda çalışarak tecrübesini pekiştiren SAYDAN, bugün hem teknolojiyi yakından takip eden hem de danışanlarını birer aile üyesi gibi gören yaklaşımıyla öne çıkıyor. Gözlük ve kontakt lense dair merak edilenleri, mesleğin zorluklarını ve optik dünyasındaki son trendleri kendi penceresinden samimi bir dille anlatıyor.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?️
Ben Gülnaz SAYDAN. Uzun yıllardır Marmaris’te yaşayan, işini ve ailesini hayatının merkezine koyan bir optisyenim. KEB Saydam Optik çatısı altında üç farklı şubede hem işletmecilik hem de aktif meslek icrası yapıyorum. İnsanlarla birebir iletişim içinde olmayı, onların hayatına küçük ama önemli dokunuşlar yapmayı seviyorum. İşimin en güzel tarafı da, bir kişinin dünyayı daha net ve konforlu görmesine katkı sağladığımı bilmek.
Optisyenlik / Gözlükçülük mesleğine nasıl başladınız?
Eşim Barış SAYDAN yaklaşık 35 yıldır optik sektöründe olan, kendi firmasını yıllardır başarıyla yürüten bir isim. Benim mesleğe adım atışım da aslında onun yanında, onun tecrübesiyle başladı. Önce eşimin firmasındaki işleyişi yakından gözlemledim, mağaza sürecine destek olmaya başladım, zamanla hem optik bilgimi hem de sahadaki pratiğimi güçlendirdim. Göz sağlığına dokunmanın, insanlarla birebir çalışmanın bana ne kadar iyi geldiğini fark edince bu alanda kalıcı olmaya karar verdim. Bugün KEB Saydam Optik markasıyla Marmaris’te kendi mağazalarımı işletiyor olmak, eşimin yıllara dayanan tecrübesiyle başlayan bu yolculuğun en güzel devamı diyebilirim.
Eğitiminiz sırasında hangi alanlarda uzmanlaştınız?
Eğitimim boyunca refraksiyon, optik cam ve çerçeve bilgisi, kontakt lens ve lens uygulamaları, optik cihazların kullanımı gibi alanlara özellikle ağırlık verdim. Atölye çalışmalarında cam kesimi, montaj ve ayarlama konularında çok pratik yaptım. Ayrıca progresif cam tasarımları, mavi ışık filtresi ve özel kaplamalar gibi teknolojik gelişmeleri yakından takip etmeye çalıştım. Böylece hem teknik hem de görsel/estetik açıdan hastaya en uygun çözümü sunabilecek bir bakış açısı kazandım.
Gözlükçülük mesleğindeki en büyük zorluklar nelerdir?
En büyük zorluklardan biri, artan yaşam temposu içinde insanların göz sağlığını “ikinci plana” atma eğiliminde olması. Bir diğeri de, internetten alınan, kalitesi ve orijinalliği belirsiz ürünlerle rekabet etmek zorunda kalmamız. Bazen hastaların yanlış bilgilendirilmiş olması, doğru ürünü anlatmayı ve ikna sürecini zorlaştırabiliyor. Biz bu zorlukları, sabırla doğru bilgiyi anlatmak, kaliteli ürün ve hizmetten ödün vermemek ve güven ilişkisini sürekli canlı tutmakla aşmaya çalışıyoruz.
Bir müşteriye gözlük veya kontakt lens tavsiye ederken nelere dikkat edersiniz?
Önce mutlaka reçetesini ve mevcut göz sağlığı durumunu incelerim. Mesleği, günlük alışkanlıkları, bilgisayar/telefon kullanımı, gece araç kullanma durumu gibi yaşam tarzı detaylarını sorarım. Ardından yüz şekli, cilt tonu, tarzı ve beklentileri doğrultusunda çerçeve öneririm. Kontakt lenste ise kornea yapısı, göz yaşı durumu, hijyen alışkanlıkları ve kullanım süresi (günlük, aylık, sürekli vs.) gibi noktalar çok önemli. Her zaman hem sağlık hem konfor hem de estetiğin dengede olmasına dikkat ederim.
Müşterilerinize göz sağlığı konusunda hangi önleyici önerilerde bulunuyorsunuz?
Düzenli göz muayenesini ihmal etmemelerini, numaraları iyi olsa bile belirli aralıklarla kontrol yaptırmalarını öneriyorum. Ekran başında çalışanlara 20-20-20 kuralını (20 dakikada bir, 20 saniye boyunca, 20 feet/6 metre uzağa bakmak) anlatıyorum. Güneşe çıkarken mutlaka UV filtreli, kaliteli güneş gözlüğü kullanmalarını, özellikle çocukların gözlerini korumalarını vurguluyorum. Lens kullananlara hijyen, kullanım süresi ve uyku sırasında lens takmama konusunda ısrarla bilgi veriyorum. Sigara dumanı, kötü aydınlatma, uzun süreli karanlıkta telefon kullanımı gibi alışkanlıklardan kaçınmalarını da hatırlatıyorum.
En sık karşılaştığınız göz problemleri nelerdir?
En sık miyopi, hipermetropi ve astigmat gibi kırma kusurlarıyla karşılaşıyorum. Özellikle bilgisayar ve telefon kullanımına bağlı göz yorgunluğu, baş ağrısı ve odaklanma sorunları çok sık görülüyor. Çocuklarda erken yaşta miyopi şikayetleri artıyor; yetişkinlerde presbiyopi yani yakın görme zorluğu oldukça yaygın. Zaman zaman kuru göz, alerjik konjonktivit gibi şikayetlerle de karşımıza gelen danışanlarımız oluyor.
Mesleğinizde kullandığınız en önemli araç ve teknolojiler nelerdir?
Oftalmik cihazlar, otomatik refraktometreler, lensmetre, pupillometre gibi ölçüm cihazları günlük işimizin merkezinde. Atölyede cam kesim ve montaj için kullandığımız otomatik makineler işimizi hem hızlandırıyor hem hassasiyet sağlıyor. Dijital ölçüm sistemleri sayesinde progresif ve kişiye özel camlarda çok daha net ve konforlu sonuçlar elde edebiliyoruz. Ayrıca bilgisayar yazılımları ve stok takip programlarıyla da ürün yönetimimizi daha profesyonel yapıyoruz.
Bir gözlük reçetesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Önce reçetenin tarihine, hangi hekim tarafından yazıldığına ve varsa ek notlara bakarım. Uzak, yakın, astigmat değerleri, eksen ve prizma gibi detayları kontrol ederim. Hastanın mevcut kullandığı gözlükle kıyaslayarak numarada büyük sıçramalar var mı, adaptasyon süreci zor olacak mı, bunları değerlendiririm. Ardından yaşam tarzı ve beklentilerine göre tek odaklı, progresif veya özel filtreli cam gibi seçeneklere yönlendiririm. Her zaman hastaya, reçetenin ne anlama geldiğini sade bir dille anlatmaya çalışırım.
Mesleğinizle ilgili en son katıldığınız eğitim veya seminer nedir?
En son, progresif cam teknolojilerindeki yeni nesil tasarımlar ve kişiye özel cam uygulamalarıyla ilgili bir firma eğitimine katıldım. Yeni kaplama teknolojileri, mavi ışık filtreleri ve yüksek indeks camların günlük hayatta sağladığı avantajlar detaylı şekilde anlatıldı. Bu tür eğitimler, hastalarımıza anlattığımız ürünlerin arkasındaki teknolojiyi daha iyi kavramamızı sağlıyor ve daha bilinçli öneriler sunmamıza yardımcı oluyor.
Müşteri memnuniyetini sağlamak için izlediğiniz stratejiler nelerdir?
İlk adımda, müşteriyi iyi dinlemeyi ve doğru anlamayı önemsiyorum. Satış sürecinde ne vaat ettiysem, sonrasında da aynı titizlikle hizmet veriyorum; kontrol, ayarlama, küçük tamirler için kapımız her zaman açık. Numara veya camla ilgili bir adaptasyon sorunu yaşandığında, hastayı yalnız bırakmıyor, mutlaka çözüm arıyoruz. Güler yüzlü, samimi ama profesyonel bir iletişim dili kullanıyoruz. En güçlü reklamın, memnun bir müşterinin çevresine anlattıkları olduğuna inanıyorum.
İşinizde karşılaştığınız etik sorunlar nelerdir ve bunlarla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Bazen hastaların ihtiyaç duymadığı halde daha yüksek fiyatlı ürünlere yönlendirilmek istendiğine tanık olabiliyoruz; bu, sektörün en önemli etik sorunlarından biri. Ben her zaman kişinin ihtiyacına ve bütçesine uygun en doğru çözümü önermeyi ilke edindim. Orijinal olmayan, kalitesiz veya sağlığı riske atacak ürünlere mağazamda kesinlikle yer vermiyorum. Şeffaflık, dürüstlük ve açık iletişimle, kısa vadeli kazanç yerine uzun vadeli güveni tercih ediyorum.
Mağazanızda satış için gözlük camları ve çerçeveleri seçerken nelere dikkat edersiniz?
Öncelikle cam tarafında kalite ve güvenilirliği bilimsel olarak kanıtlanmış markaları tercih ediyorum. UV koruması, kaplama kalitesi, kırılma indisi ve garanti koşulları seçimde çok etkili. Çerçeve tarafında ise hem estetik hem de dayanıklılık önemli; farklı yaş gruplarına ve tarzlara hitap edecek geniş bir yelpaze oluşturmaya çalışıyorum. Çocuklar, gençler, yetişkinler ve yaş almış hastalar için ayrı ayrı koleksiyonlar bulundurmaya dikkat ediyorum.
İşinizde hangi sağlık güvenlik önlemlerini alıyorsunuz?
Cihaz ve ekipmanların düzenli bakım ve dezenfeksiyonunu aksatmamaya özen gösteriyorum. Gözlük denemelerinde, çerçevelerin temizliği ve hijyeni bizim için çok önemli. Atölyede cam kesimi ve montaj sırasında, hem kendi personelimizin hem de çevrenin güvenliği için gerekli koruyucu ekipmanları kullanıyoruz. Özellikle pandemi sonrası süreçte, mağaza hijyeni, havalandırma ve kişisel mesafe konularına daha da fazla dikkat ediyoruz.
Müşterilere özel indirimler veya promosyonlar sunuyor musunuz? Bunların kriterleri nelerdir?
Dönemsel kampanyalar, marka bazlı indirimler ve ikinci ürüne özel fırsatlar zaman zaman sunuyoruz. Özellikle öğrenciler, emekliler ve ailece gelen müşteriler için avantajlı paketler hazırlamaya çalışıyoruz. Ancak indirim yaparken hiçbir zaman ürün kalitesinden ve satış sonrası hizmetten ödün vermiyoruz. Kampanyaları belirlerken hem ekonomik koşulları hem de müşterilerimizin beklentilerini göz önünde bulunduruyoruz.
İş yerinizde çalışan çalışma arkadaşlarınızla nasıl bir iş birliği içindesiniz?
Ekibimi bir aile gibi görüyorum. Karar süreçlerinde mümkün olduğunca fikirlerini alıyor, mağaza içi işleyişte sorumlulukları paylaşmaya özen gösteriyorum. Yoğun zamanlarda herkesin birbirine destek olduğu, saygı ve iletişimin güçlü olduğu bir ortam yaratmaya çalışıyorum. Başarıyı da hatayı da “biz” olarak sahiplenmeyi tercih ediyorum.
Mesleğinizde karşılaştığınız en büyük profesyonel başarılarınız nelerdir?
En büyük başarım, sıfırdan başladığım bu meslekte bugün birden fazla şubesi olan, bölgesinde tanınan ve güvenilen bir marka oluşturmuş olmak. Yıllar önce ilk gözlüğünü verdiğim çocukların büyüyüp yine bana gelmesi, ailelerini ve arkadaşlarını da getirmesi benim için büyük bir gurur. Zaman içinde doktorların, öğretmenlerin, iş insanlarının çevrelerine “Gidin, Gülnaz Hanım baksın” demesi de profesyonel anlamda en önemli başarı göstergelerimden biri.
Optik sektöründeki trendleri takip etmek için neler yapıyorsunuz?
Yerli ve yabancı fuarları, sektör toplantılarını ve eğitimleri yakından takip etmeye çalışıyorum. Çalıştığımız firmaların düzenlediği ürün lansmanlarına ve teknik eğitimlere katılıyorum. Sosyal medyada hem dünya markalarını hem de meslektaşlarımı izleyerek yeni modeller, materyaller ve stiller hakkında fikir ediniyorum. Böylece mağazamızda hem zamansız modelleri hem de güncel trendleri bir arada sunabiliyoruz.
Müşterilere lens bakımı ve kullanımı konusunda nasıl rehberlik ediyorsunuz?
Önce lensin doğru takılıp çıkarılmasını birebir gösteriyorum, gerekirse birkaç kez birlikte deniyoruz. El hijyeni, solüsyon kullanımı, saklama kabının temizliği, kullanım süresi ve uyku sırasında lens takılmaması gibi konuları detaylı anlatıyorum. Kontrol tarihlerini not alıp özellikle ilk aylarda herhangi bir kızarıklık, batma veya bulanıklık yaşarlarsa mutlaka bize ya da doktorlarına başvurmalarını söylüyorum. Lensin asla “gözlük yerine sürekli” kullanılmaması, mutlaka gözlükle dönüşümlü kullanılması gerektiğini vurguluyorum.
Mesleğinizde karşılaştığınız en ilginç vaka nedir?
Beni en çok etkileyen vakalardan biri, yıllarca net göremediği halde bunu “normal” sanan genç bir danışanımdı. İlk gözlüğünü hazırladık, teslim ettiğimizde mağazanın içindeki detaylara bakıp “Ben buraları hiç böyle görmemiştim” demişti. Yüzündeki şaşkınlık ve mutluluk ifadesini unutmam mümkün değil. O gün, yaptığımız işin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hissettim.
Bir müşterinin ihtiyaçlarına en uygun ürünü nasıl belirliyorsunuz?
Önce mutlaka detaylı bir ihtiyaç analizi yapıyorum; mesleği, günlük rutini, hobileri, ekrana bakma süresi, araç kullanımı, dış mekan aktiviteleri gibi birçok soruyla. Sonra bu bilgilerle reçete değerlerini birleştirip cam tipine karar veriyorum. Estetik beklentisi ve yüz şekline göre çerçeve seçeneklerini daraltıyorum. Bütçesini de göz önünde bulundurarak artıları ve eksileriyle birkaç alternatif sunuyor, son kararı birlikte veriyoruz.
Mesleğinizde sürekli gelişim için neler yapıyorsunuz?
Eğitim ve seminerleri mümkün olduğunca kaçırmamaya çalışıyorum. Mesleki yayınları, dergileri ve dijital platformları takip ediyorum. Çalıştığım tedarikçilerin teknik dökümanlarını ve ürün kataloglarını detaylı inceliyorum. Ekibimle birlikte belirli aralıklarla mağaza içi mini eğitimler yapıp öğrendiklerimizi paylaşıyoruz. Değişen hasta beklentilerini de dikkate alarak, hem teknik hem iletişim yönümüzü geliştirmeye özen gösteriyorum.
Gözlük veya lenslerinizi nereden temin ediyorsunuz ve neden bu tedarikçileri tercih ediyorsunuz?
Cam ve lenslerimizi, Türkiye’de uzun yıllardır faaliyet gösteren, kalitesi ve satış sonrası desteğiyle kendini kanıtlamış firmalardan temin ediyoruz. Garanti koşulları, teknik destek ve ürün çeşitliliği bizim için çok önemli. Çerçevede ise hem dünyaca bilinen markalarla hem de fiyat-performans açısından güçlü yerel markalarla çalışıyoruz. Müşterimize sunduğumuz her ürünün arkasında durabileceğimiz bir kaliteye sahip olmasına dikkat ediyoruz.
Mesleğinizdeki en büyük değişiklikler neler oldu?
Son yıllarda dijital ekran kullanımının artmasıyla birlikte, mavi ışık filtreli camlara ve ofis camlarına talep ciddi şekilde yükseldi. Cam teknolojileri, kaplamalar ve progresif tasarımlar çok gelişti; artık kişiye özel çözümler sunabiliyoruz. Online alışveriş ve sosyal medya da hastaların ürünlere bakışını değiştirdi; insanlar daha bilinçli ama aynı zamanda bazen yanlış bilgiyle de gelebiliyor. Biz de bu değişime uyum sağlayarak, hem teknolojiye ayak uydurmaya hem de doğru bilgiyi anlatmaya çalışıyoruz.
Optik alandaki en büyük zorluklarınız nelerdir ve bunlarla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Kur dalgalanmaları ve ekonomik koşullar sebebiyle ürün maliyetlerinin sürekli değişmesi, fiyatlandırma konusunda ciddi bir zorluk. Bunun yanında, internet üzerinden satılan, kalitesi belirsiz ve bazen sağlığı tehdit eden ürünlerle mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Ben bu zorluklarla, şeffaf fiyat politikası, kaliteli ürün seçimi ve hastalarla güçlü bir güven ilişkisi kurarak baş etmeye çalışıyorum. Kısa vadeli kazanç yerine uzun vadeli memnuniyeti ön planda tutuyorum.
Optisyen/Gözlükçü olarak toplumda nasıl bir rol üstleniyorsunuz?
Kendimi sadece ürün satan biri değil, göz sağlığı konusunda toplumu bilinçlendiren bir sağlık danışmanı olarak görüyorum. Özellikle çocuklarda erken teşhis, düzenli muayene ve doğru gözlük kullanımı konusunda aileleri bilgilendirmeye çalışıyorum. Güneş gözlüğü ve ekran kullanımı gibi konularda da çevreme ve hastalarıma sürekli farkındalık kazandırmaya gayret ediyorum. Kısacası, daha net gören, göz sağlığının önemini bilen bir toplum için küçük ama sürekli katkılar sunmaya çalışıyorum.
Optisyen/Gözlükçüler Odası’nın çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
Odanın mesleki standartları koruma, meslektaşlar arasında dayanışma sağlama ve eğitim faaliyetleri konusunda önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum. Zaman zaman düzenledikleri toplantı ve eğitimler, hem bilgi paylaşımı hem de mesleki birliktelik açısından değerli. Gelişen teknoloji ve değişen mevzuatlar karşısında, odanın daha da aktif ve yön gösterici olmasının biz optisyenlere güç vereceğine inanıyorum.
Gelecekte mesleğinizde hangi yenilikleri veya değişiklikleri görmeyi umuyorsunuz?
Daha fazla kişiye özel cam tasarımlarının ve dijital ölçüm sistemlerinin yaygınlaşacağını düşünüyorum. Göz sağlığıyla ilgili farkındalığın artması, optisyenlerin de sağlık ekibinin daha görünür bir parçası haline gelmesini sağlayabilir. Mevzuatın, mesleğin gerektirdiği sorumluluk ve yetkileri daha net tanımladığı, etik dışı uygulamaların daha sıkı denetlendiği bir sistem görmek isterim. Ayrıca, meslek içi eğitimlerin ve sertifikalı programların çoğalarak optisyenlerin sürekli gelişimini desteklemesini umuyorum.
Gülnaz SAYDAN’ın anlattıkları, iyi bir gözlüğün ya da doğru bir lensin, yalnızca net görüş değil, aynı zamanda konfor, güven ve yaşam kalitesi anlamına geldiğini bir kez daha hatırlatıyor. KEB Saydam Optik’te her reçetenin arkasında titiz bir değerlendirme, her çerçevenin arkasında ise kişinin tarzına ve ihtiyacına göre yapılmış bilinçli bir seçim var. Hem meslektaşlarına hem de danışanlarına verdiği mesaj net: “Göz sağlığına gereken özeni gösterdiğimiz, etik değerlerden ödün vermeden çalıştığımız sürece hem meslek gelişecek hem de toplum çok daha net ve sağlıklı bakışlara kavuşacak.”
Okuyucularımız bu röportaja yorum yaparak katkı sağlayabilir.
